Dijital obez miyim?
Dijital obez miyim?Obezite kavramını neredeyse duymayan/bilmeyen yoktur. Kısaca obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesidir. Peki ne oldu da dijital ve obezite kavramı birlikte kullanılmaya başlandı? Dijitalleşme ile teknoloji hayatımızın her alanına nüfuz etmektedir. Bu durum beraberinde getirdiği değişim ve dönüşümler her zaman avantajlar sunmamaktadır. Özellikle günümüz çağında beşikten mezara dijital cihazların ve internetin kullanımı yaygınlaşarak yeni bir bağımlılık türü olan “dijital bağımlılığa” neden olmaktadır. Dijital bağımlılık, bireyin dijital araç ve gereçleri (internet, sosyal medya, akıllı telefon, dijital oyun vb.) yaşamının merkezine koyma ve onlardan uzak kalma iradesini gösterememesidir. Bireyler dijital araç ve gereçlerden ayrı kaldığında mutsuz, saldırgan, stres vb. sergileyebilmektedir. Bu durumu şu şekilde açıklarsak, bireyin günlük ihtiyacından fazla yiyecek tüketmesi kendisinde nasıl birtakım rahatsızlıklara yol açıyorsa, dijital cihazların da uzun süreli ve ihtiyaç dışı kullanımı da birtakım sorunlara yol açabilir. Dolayısıyla dijital bağımlılığın yol açtığı en büyük sorun “dijital obezite” kaçınılmaz olur.
Dijital obezite, dijital araç ve gereçlerin “aşırı” ve “bilinçsiz” kullanımı, dijital içeriklerin ihtiyaçtan fazla tüketilmesidir. Sonuç olarak dijital ürünlerle çok fazla zaman geçiren ve dijital içerikleri sıklıkla ve hızlı bir şekilde tüketen bireylerin beyinleri de zamanla şişmekte dijital obeziteye dönüşmektedir. Nitekim dünya genelinde yapılan araştırmalarda dijital obez sayısının alarm verici boyutlara ulaştığı vurgulanmakta ve dijital obezlerin fiziksel, sosyal, psikolojik başta olmak üzere çok boyutlu olumsuz etkilerinin olduğu belirtilmektedir. Uluslararası araştırma kuruluşu We are Social’ın “Digital in 2024” temmuz ayı araştırma sonuçlarına göre, dünya nüfusunun % 69.4’ü akıllı telefon, % 66.2’si internet ve % 62.3’i sosyal medya kullanıcısıdır. Türkiye’deki duruma baktığımızda akıllı telefon kullananlar nüfusun % 93.8’ini, internet kullananlar % 86.5’ini, aktif olarak sosyal medya kullananlar ise %66.8’ini oluşturmaktadır. Bu kuruluş Türkiye'nin "dijitalin durumu" hakkında harika bir genel bakış sunarak Türkiye’de yaşayan insanların gün içinde internette geçirdiği ortalama süreyi de hesaplamıştır. Bu konu da bir tahmininiz var mı? Üç saat, dört saat. Beş saatten fazla değildir. Maalesef hiçbiri değil. Türkiye’de interneti kullanarak geçirilen süre incelendiğinde 6 saat 57 dakikayla dünya sıralamasında 20. sırada yer alıyor. Bu rakam dünya ortalamasının 17 dakika üzerindedir. İnterneti en yüksek kullanan bireylerin ise 16-24 yaşındaki kişiler olduğu tespit edilmiştir. Nihai olarak dijital teknoloji kullanıcılarının ve interneti kullanarak geçirilen sürenin artmasıyla dijital obez sayısında da artış olacağı söylemek yanlış olmayacaktır. Bu bağlamda “Acaba dijital obez miyim?” şüphesi belirmiş olabilir. O halde gelin belli başlı şu soruları cevaplayalım:
- Sosyal medyada bir şey paylaş(a)madığınızda kendinizi yetersiz hissediyor musunuz?
- Sosyal medyadaki fotoğraflarınızın ne kadar beğeni aldığını takip ediyor musunuz?
- Uyanır uyanmaz sosyal medyanızı kontrol eder misiniz?
- Arkadaşınızla sohbet ederken telefonunuzu kontrol ediyor musunuz?
- Günlük yaşamınızı olumsuz etkilemesine rağmen uzun saatler sosyal medyada aktif olur musunuz?
- Sıkıldığınız her anda dijital medyaya (sosyal medya siteleri, e-ticaret siteleri, web siteleri vb.) bakar mısınız?
- Sosyal medya hesabınızın başkaları tarafından ele geçirilme düşüncesi gergin olmanıza neden olur mu?
- Günlük aktivitelerinizi yapmak için dijital medyayı kullanmayı erteler misiniz?
- Dijital medyada zaman geçirmek için uykusuz kalır mısınız?
- Dijital medya olmasaydı kendinizi yalnız hisseder miydiniz?
- Dijital medyada vakit geçirmediğiniz zamanlarda mutsuz hisseder misiniz?
- İnternet erişimi sağlayamazsanız (internetin azalması, kesilmesi vb.) huzursuzluk hisseder misiniz?
- Dijital medya sayfalarını sürekli yeniler misiniz?
- Dijital cihazlarınızın (Telefon, bilgisayar, tablet vb.) şarjı biterse telaşlanır mısınız?
- Cep telefonunuzu kaybetmekten korkar mısınız?
- Dijital medyada süre kısıtlaması olmadan fazla içerik alır mısınız?
Yukarıdaki soruları çoğunlukla “evet” olarak cevapladıysanız dijital obez olmuşsunuz demektir. Soruları “hayır” olarak cevaplaydıysanız yine de okumaya devam etmenizi öneririm. Çünkü henüz dijital obez olmasanız bile dijital dünyada yaşamanız sebebiyle dijital obez olma adayısınız. Çevreniz ile iletişim kurmak yerine ekrana bakıyor, sürekli tıklıyor ve ekranı kaydırıyorsanız hatta yakınınızdaki insanlarla konuşarak sosyalleşmenin yerini içerik gönderileri almışsa dijital obez olma eğilimindesiniz. Dijitalleşme, internet ve yeni medyadaki büyüme, her yaştan insanın yaşam tarzını değiştirmiştir. Bu nedenle dijital olarak sağlıklı olmak yaş fark etmeksizin herkesin önceliği olmalıdır. “Peki bu durumda ne yapabilirim?” dediğinizi duyar gibiyim. İlgili konuyu daha detaylı araştırdığınızda karşınıza dijital perhiz, dijital diyet, dijital stres, nomofobi, ego sörfü, selfitis vb. pek çok kavramla karşılaşmanız mümkün. Dijital obeziteden kurtulmak/korunmak için önerilen reçete:
- Öncelikle kendinize bu konuda zaman tanıyın. Çünkü alışkanlardan vazgeçmek zaman alacaktır.
- İletişimde kalmanız için gerekli olduğunu düşündüğünüz dijital teknolojileri listeleyin ve gerektiği zamanda yeterli şekilde kullanın.
- Bildirimlerinizi kapatın/bildirimlerinize daha sonra bakın.
- Telefonunuzu sessize alın.
- Telefonunuzu yanı başınızda bulundurmayın.
- Ekran kullanım süresinizi belirleyin.
- Dijital araçlardan kendinizi soyutlayın. Gün içinde belirlediğiniz sürede dijital araçları kullanmayın.
- Gece geç saatlere kadar ekran karşısında olmaktan kaçının.
- Dijital ortamlardaki içerikler ve veri kaynakları konusunda seçici davranın.
- Dijital medyada paylaştığınız içeriklere özen gösterin.
- Dijital içerikleri (dizi, film vb.) ardı ardına değil, ara vererek izlemeyi deneyin.
- Dijital ortamlarda geçirilen zamanı sınırlayın.
- Dijital okuryazarlık becerilerinizi geliştirerek dijitali doğru ve güvenli bir şekilde kullanın.
- Kendinize ve sevdiklerinize zaman ayırın.
Beynimize dijital ortamlardan yüklenen içerik, bildirim ve bilgiler de en az besinler kadar önemlidir. Bilgilerin kaynaklarına dikkat edilmeden, aşırı, bilinçsiz ve rastgele alınan içerikler zamanla dijital bağımlılık yaparak dijital obeziteye sebep olmaktadır. Unutmayın, her an teknoloji yenilenir, değişir ve gelişir ancak her teknoloji bozulan sağlığımızı düzeltemez. Teknoloji, dijitalleşme ve internet çağımızın vazgeçilemez unsurlarıdır. Hayatımızı kolaylaştıran bu unsurları fırsata çevirerek dijital obezite olmaktan kaçınmalı ve dijital dünyayı keşfederken uygun adımlar atmalıyız. Nitekim bugünün ve geleceğin sağlıklı toplumlarının var olabilmesi için çocukları ve gençleri dijital dünyadan bağımsız değil onların bu durumun farkında olabilmelerini ve bilinçlenmelerini sağlamalıyız.
Dijital dünya ile ilişkilerinizin dengeli bir şekilde kurabileceğiniz dijital olarak sağlıklı ve güzel günlere…
Kaynak
Koçoğlu, E., Demir, F. B., & Ulukaya Öteleş, Ü. (2022). The digital obesity: A scale development study. African Educational Research Journal, 10(22), 117-124.
Kuss, D. J., & Griffiths, M. D. (2012). Internet and gaming addiction: A systematic literature review of neuroimaging studies. Brain Sciences, 2(3), 347-374.
Peper, E., & Harvey, R. (2018). Digital addiction: Increased loneliness, anxiety, and depression. NeuroRegulation, 5(1), 3-8.
We are social (2024). Global Overview Growth Report
05 Eylül 2024
Doç. Dr. F. Betül DEMİR EVCİMEN
Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü
Sosyal Bilgiler Eğitimi Ana Bilim Dalı