image/svg+xml
image/svg+xml

Görünmeyen Mücadele: Özel Gereksinimli Çocukların Aileleri Neler Yaşıyor?

Görünmeyen Mücadele: Özel Gereksinimli Çocukların Aileleri Neler Yaşıyor?


Anne babalar ailelerine yeni katılacak olan çocukları için oldukça heyecanlı ve umutlu bekleyiş içerisindedir. Ailenin en yeni üyesi yeni sorumlulukları da beraberinde getirmekte; yaşam düzenleri, rolleri ve aile içi ilişkileri de değişmektedir. Aileler hayallerini ve planlarını çocuklarının sağlıklı olacağı ve tipik gelişim göstereceği üzerine kurmaktadır. Özel gereksinimli çocuğu olan ebeveynler, olumlu ya da olumsuz olarak bir şekilde tipik gelişim gösteren çocuğu olan ailelerden farklılaşmaktadır. Çocuklarının özelliklerinden kaynaklı olarak özel gereksinimli çocuğu olan ebeveynlerin aile yapısı ve işleyişinde farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Bu anne babalar çocuklarının bakım ve gelişimi, gereksinimlerinin karşılanması, diğer aile bireyleri ile ilişkiler, sosyal destek ihtiyaçları gibi konularda güçlük yaşayabilmektedir. Özel gereksinimli çocuğa sahip olmanın tipik gelişen çocuğa kıyasla tedavi ve eğitim gibi masraflarının daha fazla olması ailelere ilaveten yük getirmektedir.

Bir çocuğun dünyaya gelmesi her anne baba için hayatın en büyük dönüm noktalarından biridir. Ancak, bazı aileler için bu süreç beklenmedik zorluklarla dolu olabilir. Özel gereksinimli bir çocuğa sahip olmak ebeveynler için yalnızca bir sevgi ve fedakârlık meselesi değil aynı zamanda duygusal, ekonomik ve sosyal anlamda büyük bir mücadele gerektirir. Bir çocuğun özel gereksinimli olduğunu öğrenmek aile için büyük bir dönüm noktasıdır. Tanılama sürecinden itibaren başlayan belirsizlik ebeveynlerde korku, kaygı hatta suçluluk duygusuna neden olabilir. “Ben nerede hata yaptım?” veya “Çocuğumun geleceği nasıl olacak?” gibi sorular, ebeveynlerin zihninde sürekli yankılanır. Bu sürecin en büyük psikolojik etkilerinden biri tükenmişliktir. Sürekli bakım ve ilgi gerektiren bir çocuğa sahip olmak ebeveynin kendini ihmal etmesine ve zamanla hem fiziksel hem de duygusal olarak yıpranmasına neden olabilmektedir.

Özel gereksinimli çocukların eğitimi ve bakımı, birçok aile için ciddi maddi yükler getirmektedir. Özel terapiler, rehabilitasyon hizmetleri, sağlık ve eğitim harcamaları aile bütçesini zorlayabilir. Çoğu zaman ebeveynlerden biri çocuğun bakımı için işinden ayrılmak zorunda kalmakta; bu da gelir kaybına neden olmaktadır. Bununla birlikte özel gereksinimli bir çocuğa sahip olmak, ebeveynlerin sosyal yaşamlarını önemli ölçüde kısıtlayabilir. Çoğu zaman aile ve arkadaş çevresi çocuklarının durumunu tam olarak anlamadığı için ebeveynler kendilerini yalnız hissedebilirler. Toplumun bilinç eksikliği ve yeterli desteğin sağlanamaması ebeveynlerin sosyal hayattan kopmasına yol açabilmektedir.

Çocukları yetersizliklerden etkilenen anne babalar için ebeveynliğin en temel amacı sağlıklı, mutlu, sorumluluklarının bilincinde olan ve topluma üst düzeyde katkıda bulunan bireyler yetiştirebilmektir. Bu kapsamda ebeveynlik becerilerine sahip olan anne ve babaların sevgi ve kontrol yaklaşımlarının birbirini destekler nitelikte olması gerekmektedir. Diğer tüm anne babalar gibi özel gereksinimli çocuğa sahip ebeveynlerin çocuklarına sevilip değer verildiğini hissettirebilmesi ve çocuklarındaki davranış kontrol ve yönetimlerini sağlaması önem taşımaktadır. Ebeveynlerin çocuklarına gösterdikleri sevgi, ilgi ve bakım gibi boyutların çocuğun yaşı ve gelişimsel evresine göre değişiklik göstermesinin yanı sıra özel gereksinimli çocuk ebeveynlerinde yetersizliğin türü, düzeyi, gereksinimleri gibi değişkenler de söz konusu olmaktadır. Anne babaların çocuklarına karşı olan tutum, davranış ve yaklaşımları zaman içerisinde çocuklarının özellikleri ve gereksinimlerine göre de değişiklik gösterebilmektedir.

Özel gereksinimli çocuklara sahip ebeveynler hem duygusal hem de fiziksel açıdan yoğun bir süreçten geçmektedir. Bu çocukların gelişimsel, akademik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak, ebeveynler için büyük bir sorumluluk ve özveri gerektirir. Bununla birlikte, toplumun yeterli destek sağlamaması, ekonomik yükler, psikolojik stres ve sosyal izolasyon gibi zorluklar ebeveynlerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Özel gereksinimli çocuğa sahip olan ebeveynler çocuklarını yetiştirirken beklenen en temel kazanımlar yetersizliğe sahip olan çocuğun başarılı, mutlu, uyumlu, bedenen ve ruhsal olarak sağlıklı, çevresiyle uyumlu ilişkiler kuran ve devamını sağlayan bireyler olarak toplumun bir üyesi olmalarını  sağlayabilmeleridir. Bu özelliklere sahip olan bireyler duygusal ve sosyal olarak toplumla daha uyumlu, genel olarak yaşamsal yetkinliklere sahip ve karşılaştıkları problemlere çözüm üretebilen kişiler olabilmektedir.

Özel gereksinimli çocuğa sahip olan ebeveynlerin yaşadığı zorluklar karşısında destek mekanizmalarının artırılması ve toplumun daha bilinçli hale gelmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle benzer deneyimleri yaşayan ailelerle iletişim kurmak hem psikolojik destek sağlamak hem de bilgi alışverişinde bulunmak açısından oldukça faydalıdır. Ebeveynlerin yalnız olmadıklarını hissetmeleri için sosyal dayanışma ortamları oluşturulmalıdır. Ülkemizde özel gereksinimli bireyler ve aileleri için eğitim, sağlık ve finansal gibi destekler sunulsa da birçok anne baba bu haklardan habersizdir. Bu nedenle devlet ve sivil toplum kuruluşları, ebeveynlere yönelik rehberlik hizmetleri sunarak farkındalığı artırmalıdır. Bu çerçevede devlet ve yerel yönetimler ebeveynlerin psikolojik sağlığını koruyabilmesi için ücretsiz danışmanlık gibi hizmetler sunmalıdır. Aynı zamanda ekonomik yükü hafifletecek finansal destek programlarının yaygınlaştırılması da oldukça önemlidir. Özel gereksinimli bireylerin toplumda daha görünür hale gelmesi, dışlanmalarını önleyerek sosyal kabulü artırabilir. Okullarda, iş yerlerinde ve kamu kurumlarında bu bireyler ve aileleri için daha kapsayıcı politikalar geliştirilmelidir.

Özel gereksinimli çocuklara sahip olan ebeveynler toplumun en güçlü ama en görünmeyen kahramanlarıdır. Onlar sabırları ve sevgileriyle çocuklarına en iyi hayatı sunmaya çalışırken bizler de onların yanında olmalı ve seslerini duyurmalıyız. Bu ailelerin yaşadığı zorlukları anlamak ve destek olmak sadece bireysel bir duyarlılık değil aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Unutmayalım ki daha kapsayıcı ve duyarlı bir toplum inşa etmek hepimizin elindedir.

12 Şubat 2025
Dr. Öğr. Üyesi Mahir UĞURLU 

Bartın Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Bölümü

                                                                                  

   





  • Çocuk ve Oyun

  • Prompt Yazma Sanatı: Eğitimde Daha Etkili ve Verimli Sorular Oluşturma

  • Görünmeyen Mücadele: Özel Gereksinimli Çocukların Aileleri Neler Yaşıyor?

  • Akademisyenlere yönelik gerçekleştirdiğimiz eğitimlerimiz yoğun katılımla tamamlandı.

  • Bit’lerin Eğitime Katkısı: Dijital Bilginin Temel Taşları

  • Hizmetkâr ve Lider Olmak

  • 21. Yüzyıl Öğretmenleri için Dijital Araç Kutusu

  • Boşlukların Gölgesi ve efsuni dokunuş

  • ÖğrenGeliş ekibi ‘Yükseköğretimde Öğrenme’ Çalıştayı'na katıldı.

  • Karmaşık Bilgilerle Başa Çıkmak: Bilişsel Yük