image/svg+xml
image/svg+xml

Blog Yazısı-3.Ters yüz edilmiş sınıf modeliyle geleneksel öğretim tersine dönüyor...


TERS YÜZ EDİLMİŞ SINIF (FLIPPED CLASSROOM): ÖĞRENMEYİ DÖNÜŞTÜRECEK BİR MODEL

Geçmişten günümüze eğitmenler sürekli olarak öğretimi daha etkili ve yenilikçi hale getirmenin yollarını aramaktadırlar. 2000’li yılların başlarında teknolojinin öğrenme ortamlarında daha fazla kullanılmasına odaklanan bu arayış; özellikle son yıllarda, COVID-19'un akademik ortamı sarsması ve öğretmenleri öğrencileriyle etkileşime geçmek için yeni stratejiler denemeye itmesi nedeniyle daha da belirgin hale gelmiştir. Pandemi sırasında belki de eğitmenlerin en fazla dikkatini çeken, öğrenme ortamlarına hızlıca adapte olabilecek, teknoloji destekli ve yenilikçi öğretim modellerinden birisi olarak “ters yüz edilmiş öğrenme” bir diğer ifadeyle “ters çevrilmiş öğrenme” modeli adından sıkça söz ettirir hale gelmiştir. Peki, bu modelin prensipleri nelerdir ve gerçekten işe yarıyor mu?

Ters yüz edilmiş (tersine çevrilmiş) bir sınıf, yalnızca teorik derslere değil, öğrenci katılımlı aktivitelerle öğrenme anlayışını geliştirmeye odaklanan bir sınıftır. Ortaöğretim seviyesinde ilk uygulamaları gerçekleştirilen bu sınıf, şu an yükseköğretim ağırlıklı olmak üzere hemen her kademede uygulanabilmektedir. Kavramın genel felsefesinde, teorik derslerin sınıfta tamamlanacağı/izleneceği, ödev ve uygulamaların ise evde tamamlanacağı geleneksel sınıf modeli revize edilerek tam tersine çevrilmektedir. Sınıfı bu şekilde çevirmenin temel amacı, eğitmenlerin öğrencilere yararlanabilecekleri materyaller konusunda rehberlik etmelerini sağlayarak öğrencilerin daha derin bir öğrenme deneyimi yaşamasını sağlamaktır. Bir diğer ifadeyle öğrenciler henüz sınıf ortamına gelmeden rehberlerinin yönlendirmeleriyle ve çeşitli kaynakları kullanarak kendi bilgilerini kendileri inşa edebilme imkânı bulabilmektedir. Bilgi edinme ve kavrama sürecini bu şekilde tamamlayan öğrenciler bir araya geldiklerinde ise kendilerinin bizzat dâhil oldukları bireysel ve iş birlikli aktivitelerle öğrenmelerini geliştirir ve derinleştirirler. Dolayısıyla modelin temel öngörülerinden birisi, öğrenenleri sadece kavramanın ötesine taşıyarak, uygulama becerilerinin yanı sıra üst düzey düşünme becerilerinin gelişimine de katkı sağlamaktır.

Ters yüz edilmiş öğrenme geleneksel öğrenmeden daha mı etkili?
 
2010 yılından bu yana, ters yüz öğrenmenin etkililiğine ilişkin araştırma literatürü katlanarak arttığı görülmektedir. Bununla birlikte, bu çalışmalar birçok farklı bağlamda yürütüldüğü ve çok çeşitli disiplinlerde yayımlandığı için, ters çevrilmiş sınıfların geleneksel ders temelli muadillerinden daha iyi performans gösterip göstermediğine ve hangi durumlarda daha iyi performans gösterdiğine dair net bir resim oluşturmak zor olmuştur. Ancak elbette ki modelin kapsamında yer alan yapılandırılmış öğrenme, teknoloji destekli öğrenme, iş birlikli öğrenme, aktif katılımlı öğrenme gibi bağlamların öğrenme performansına olumlu katkıları yönünde çok sayıda çalışma mevcuttur.

Bu anlamda daha iyi fikir verebilecek ters yüz öğrenmeyi merkeze alan meta analiz çalışmalarına göre ise, bu sorunun cevabı kesinlikle “evet” olabilir. Araştırma sonuçlarında ters çevrilmiş sınıflardaki öğrenciler, neredeyse incelenen tüm akademik sonuçlarda geleneksel yöntemlerin benimsendiği sınıflardaki öğrencilerden daha iyi performans göstermişlerdir. Çalışmalar, ters yüz edilmiş öğrenmenin temel bilgi edinme üzerinde olumlu bir etkisinin olduğunu doğrulamanın yanı sıra (yaygın sonuç), ters çevrilmiş sınıflardaki yukarıda sözü edilen pedagojik anlayışın üst düzey düşünme becerileri üzerinde olumlu etkiye sahip olduğunu da vurgulamaktadır. Ayrıca öğrencilerin mesleki ve akademik becerileri öğrenmelerine yardımcı olmada etkili olduğu sıkça karşılaşılan diğer bulgulardandır. Daha da önemlisi, ters çevrilmiş öğrenmenin, öğrencilerin kişilerarası iletişim becerilerini geliştirmek, içeriğe olan (sunulan materyal ve diğer kaynaklar) bağlılıklarını geliştirmek ve zaman yönetimi ve öğrenme stratejileri gibi üst bilişsel yeteneklerini geliştirmek de dâhil olmak üzere incelenen birçok alanda geleneksel öğrenmeden daha üstün olduğun doğrulayan araştırmalar dikkat çekmektedir. Sözü edilen çalışmalardan hareketle, ters yüz edilmiş öğrenmenin özellikle teorik bilginin uygulamaya dökülmesini gerektiren derslerde öğrenme performansını artırma ve zamanı daha iyi kullanma açısından biçilmiş kaftan olduğunu söyleyebiliriz. 

Etkili bir ters çevrilmiş dersi nasıl tasarlayabilirsiniz? 
Tersine yüz edilmiş bir sınıf tasarlarken öncelikle eğitmenlerin tüm süreci (sınıf içi ve sınıf dışındaki her bir aşamayı) iyi planlamaları gerekmektedir. Sürecin hemen başında ise öğrencilerin ters çevrilmiş sınıf sürecine katılmaya ve bundan faydalanmaya hazır olmalarını sağlamak için ders öncesi hazırlık, bilgilendirme ve belki de mini görevler vb. kullanması etkili olacaktır. Bu aşamada uygulamanın ilk bir veya iki haftasının ters yüz edilmiş öğrenmeye alıştırma safhası olarak kullanılması da düşünülebilir. İçerik bağlamında ise eğitmenlerin, öğrencilerin hazırbulunuşluk düzeyleri ve dersin kazanımlarına uygun olarak zengin elektronik materyal çeşitlemesini hazırlaması önemlidir. Nitekim söz konusu materyaller öğrencilerin dersteki teorik konuları çalışmalarında kaynak veya yönlendirici görevler üstlenecektir. Öğrencilerin sınıf dışında bireysel veya etkileşimli olarak bu materyaller üzerinde çalışabilecekleri kullanıcı dostu bir altyapı/arayüz kullanılması da bir diğer önemli husustur. Öğrencilerin sınıf ortamında gelmeden söz konusu kaynakları kullanarak bilgi edinmeleri, birbirleriyle ve gerekliyse dersin rehber öğretmeniyle iletişim kurabilmeleri sağlanmalıdır. Ters yüz öğrenmede sıklıkla kullanılan asenkron ders videoları yine öğrencilerin istedikleri zaman izleyebilecekleri şekilde erişime açılmalıdır. Burada materyal ve videoların kolay anlaşılır, sıkıcılıktan uzak, konunun özüne odaklanan bir anlayışla hazırlanması önemlidir. Sınıf içi kısa değerlendirme ve tartışmalarla öğrenenlerin sınıf dışı edinimleri değerlendirilmelidir. Yine aynı şekilde onların dönütleriyle gerekiyorsa sınıf içi ve sınıf dışı yapı, materyal ve uygulamalar iyileştirilmelidir. Sınıf içi aşamada ise öğretmenin daha önce hazırladığı plan kapsamında aktif öğrenme aktivitelerinden yararlanılmalıdır. Öğrenciler bireysel veya grup olarak bu etkinliklere katılabilirler.

Önemli olan sınıf ortamında mümkün olduğunca öğrenenler arasında iletişimin sağlanması, öğrenenlerin kendi sorumluluklarını almaları, üst düzey becerileri kullanacakları (problem çözme, yaratıcı düşünme vb.) etkinliklere katılmaları, süreci bizzat deneyimlemeleri ve en nihayetinde söz konusu dersten keyif almalarıdır. Bu sayede eğitimciler olarak onların derse olan tutumlarını, memnuniyetlerini ve motivasyonlarını çok daha iyi seviyelere getirebilecek fırsatlar sunmuş oluyoruz. Öğrenme ve kalıcı öğrenme için bu kavramların ne kadar önemli olduğunun altını bir kez daha çizmekte yarar var. Yeni bir pedagojiyi benimsemek eğitmenler için göz korkutucu olabilir ve bir dersi ters çevrilmiş formata dönüştürmenin önündeki önemli engellerden birisinin dijitalleştirilmiş bu yapıyı oluşturabilmek adına harcanan ciddi zaman ve emek olduğunu kabul ediyoruz. Ancak dersinize ve öğrencilerinize olan katkıları düşünüldüğünde buna uzun vadede değeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Ayrıca eğer elinizde hali hazırda oluşturduğunuz dijital içerikler varsa ters yüz edilmiş öğrenmeyi denemek için harika bir zaman olabilir. 

Teknoloji ve öğrenmeyi daha çok harmanladığınız, yenilikçi yöntemleri öğrencilerinizle buluşturduğunuz keyifli dersler dileğiyle…

11 Aralık 2023
Doç. Dr. Murat DEBBAĞ
Bartın Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri